Kaynama ve Buharlaşma Arasındaki Farklar... Vurgun Olayı...

Kaynama tek sıcaklıkta ve sıvının her yerinde gerçekleşir. Buharlaşma her sıcaklıkta ve sıvının yüzeyinde gerçekleşir. Buharlaşma eğer her sıcaklıkta gerçekleşmesey di çok soğuk havalarda asılan çamaşırlar kurumazdı. Kaynama, sıvı buhar basıncının açık hava basıncına eşit olduğu zaman gerçekleşir. Bütün saf maddelerin erime ve kaynama noktaları sabittir. Yani deniz seviyesinde 100 derecede kaynayan, 0 derecede donan sudan başka bir madde yoktur. Deniz seviyesinde saf suyu ne kadar hararetli ateşlerle kaynatırsanız kaynatın, kaynama noktasını 100 derecenin üzerine çıkaramazsınız. Ancak açık hava basıncını değiştirirseniz bunu yapabilirsiniz. O zaman öncelikle atmosfer basıncı dediğimiz açık hava basıncı nedir sorusunu cevaplamamız gerekir. Atmosfer basıncı, dünyayı saran 10 km. kalınlığındaki katmanın yeryüzüne yaptığı basınçtır. Dolayısıyla atmosferden yeryüzüne doğru ilerledikçe basınç artacaktır. Deniz seviyesinde ise bu basınç 1 atmosfer bulunmuştur.(Torriçelli'nin civa ile yaptığı deney)Dolayısıyla deniz seviyesinden yukarıya doğru çıktıkça atmosfer basıncı düşeceğinden maddelerin kaynama noktalarıda düşecektir. Yani şunu söyleyebiliriz. Ağrı dağının tepesinde suyu kaynatırsak 100 derecenin altında kaynayacaktır. Diğer taraftan bakacak olursak, düdüklü tencerelere konulan yemeklerin hızlı pişmesinin nedeni ise basıncın yükselmesidir. Kapalı bir ortam olduğundan yükselen basınç yemeğin kaynama noktasını yükselteceğinden hızlı pişmesine neden olacaktır. Eğer saf suyun içerisine başka bir madde atılırsa suyun saflığı bozulacağı için erime ve kaynama noktası değişecektir. Örneğin içerisine kaynama noktası 2000 derece civarı olan yemek tuzu ilave edilirse, suyun erime noktası düşecek, kaynama noktası yükselecektir. Makarna yapılırken suyun içerisine tuz atılmasının nedeni de budur. Suyun kaynama noktasını arttırıp makarnanın daha hızlı pişmesini ve suda daha az kalmasını sağlamak değil midir? Sonuçta makarna suda ne kadar çok kalırsa o kadar hamur olur. Kışın don olaylarında buz tutan yollara tuz dökülmesinin nedeni de suyun donma noktasını düşürüp 0(sıfır) derecede su haline dönüştürmektir. Yani eritmektir.
Denizin içerisine girildikçe ise her 10 metrede bir basınç 1 atmosfer artacaktır. Yani 30 metre derindeki bir dalgıça etki eden basınç 4 atmosferdir. Bu normale göre ciğerlerinin hacminin 1/4 e düşmesi anlamına gelir ki soğukla beraber kan dolaşımının hızlanmasına sebep olur. Basınç arttıkça gazların kandaki çözünürlükleri de artar. Oksijen için bu sorun teşkil etmez. Çünkü her oranda kanda çözünür. Ancak kanda azotun çok çözünmesi dalgıçın yüzeye hızlı çıkması durumunda kanda kabarcığa neden olur ki bu dalgıçın vurgun yemesi anlamına gelir. Bu durumda vurgun yemiş dalgıç mutlaka vurgun yediği atmosfere döndürülmelidir. Bu yapılamıyorsa acilen hastaneye kaldırılmalı. Hangi basınçta vurgun yediyse o basınç hastanede tekrar oluşturulup hastanın kendine gelmesi sağlanmalıdır. Vurgun olayı bilinç kaybı, kısmi felç, felç veya ölümle sonuçlanabilecek bir olay olduğundan dikkatli davranılmalıdır.