Atom kavramı 1807 yılında John Dalton tarafından Sabit ve Katlı Oranlar Kanunu'dan yararlanarak ortaya çıkmıştır. Peki Dalton atomu görmüş müdür? Hayır.. Şu zamanımıza kadar da hiç bir profesör atomu görmemiştir. Bunların hepsi birer teoridir. Varlığı ispatlanmıştır. John Dalton basit deneylerle atomun varlığını ispatlamıştır. Örneğin demir tozları ile kükürt tozlarından eşit miktarda alıp karıştırarak ısıttığında, her defasında bir miktar kükürtten artış olduğunu görmüştür. En son yaptığı deneyde ise 7 g. demirin 4 g. kükürtle artansız tepkimeye girip Demir (II) sülfür oluşturduğunu görmüştür. Demek ki 7 g. demir, ancak 4 g. kükürtle birleşmektedir. Başka bir ifadeyle 7 tane demir 4 tane kükürte denktir de diyebiliriz. Eşit miktarlarda madde kullanmasına rağmen demirin tamamının kükürtün az miktarıyla birleşmesinden yola çıkarak demirin tanelerinin kükürtün tanelerinden küçük olması gerektiğini düşünmüş ve bu göremediği çok küçük tanelere "Atom" adını vermiştir. Atom latince bir kelime olup "parçalanamaz, bölünemez" anlamına gelmektedir.
Bir bileşiği oluşturan elementler birbirleriyle sabit bir oranda birleşirler ki bu kanuna Sabit Oranlar Kanunu denir. Periyodik cetvele bakacak olursak Demir (II) sülfür (FeS) bileşiğinde demirin kütle numarası 56, kükürtün ki ise 36 dır. Bileşikteki atom sayılarına göre oranlarsak 56/32 = 7/4 elde ederiz. Tabii Dalton bu değeri deneme-yanılma yoluyla bulmuştu. Çünkü periyodik cetvel ancak 1869 yılında Dimitri Mendeleyev tarafından tablo haline getirilmiş, 1913 yılında Henry Moseley bugünkü modern periyodik tabloyu oluşturmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder